NAMAZ / YAPILMASI MEKRUH ŞEYLER |
10. NAMAZ KILMANIN MEKRUH
OLDUĞU MEKANLAR
A. HAMAM
B.YOL
C. ÇÖPLÜK
D. KİLİsE
E. DEVELERİN AĞILI
F. MEZARLIK
A. HAMAM
Çarşı-pazarda, -Gazali'nin
ihya'da belirttiğine göre- mescidin dışındaki geniş alanda namaz kılmak
mekruhtur. Gazali şöyle demiştir: Bazı sahabller mescidin dışındaki alanda
-namaz kılanlara vurur ve oradan kaldırırlardı.
Hamamın [yıkama bölümü
değil] elbiseleri çıkarma bölümü bile olsa hamamda namaz kılmak mekruhtur.
[*] - Çünkü İbn
Hibban'ın rivayet ettiği sahih bir hadiste şöyle buyrulmaktadır: Kabir ve hamam
dışında yeryüzünün bütünü mescittir. (İbn Hibban, salat, 232L)
Hamamda namaz kılmanın
niçin yasaklandığı konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür:
[1. Görüş]: En doğru
görüşe göre bunun sebebi hamamların şeytanların sığınağı olmasıdır.
[2. Görüş]: Necaset
bulaşması ihtimali sebebiyle yasaklanmıştır.
[3. Görüş]: Hamamda namaz
kılan kişi hamama girenlerle meşgulolur.
Bunun dışında gerekçeler
de ileri sürülmüştür.
B.YOL
Yolda namaz kılmak da
mekruhtur. Çünkü hadiste yer aldığına göre yolun en yüksek kesiminde, yani
yolun ortasında namaz kılmak yasaklanmıştır.
İbnü'l-Esır'in
en-Nihaye'de belirttiğine göre bu hadiste bizatihi yolun kendisi
kastedilmiştir. Bu yüzden Nevevi de "yol" şeklinde belirtmiştir.
Alimlerin ifadelerinin
zahirinden anlaşıldığına göre bu konuda şehir içindeki yolla açık alandaki yol
arasında fark yoktur. El-Kifaye' de bu görüş "doğru" olarak
nitelenmiştir. Ancak et-Tahkik'te doğru olarak bulunan "açık alanda değil
şehirde bunun mekruh olduğu" görüşü itimad edilecek olan görüştür.
Bir görüşe göre
"yaygın olan durumu asla galip kılma" prensibinden hareketle yolda
kılınan namaz batıldır.
C. ÇÖPLÜK
Çöplükte namaz kılmak da
mekruhtur. Bu hüküm "kişi çöplüğe temiz bir yaygı sererek namaz kılmış
ise" geçerlidir. Şayet böyle yapmamış ise namazı sahih olmaz; çünkü
çöplüğe necaset bitişiktir.
Necasetin bulunduğu
kesin ise böyle bir çöplükte yaygı sererek namaz kılmak mekruhtur. Şayet
necasetin bulunduğu [kesin olmamakla birlikte] çoğunlukla görülen bir yerse
-Rafil'nin sözünden anlaşıldığına göre- bu mekruh olmaz. Çünkü bu durumda araya
konan engel sebebiyle necaset[in bulunması ihtimali] zayıflamış olur.
D. KİLİsE
Hristiyanların ibadet
yerine kilise [Arapçası kenısel, Yahudilerin ibadet yerine havra veya sinagog
[Arapçası bİa] denir. Buralarda ve bunun gibi kafirlere ait ibadet yerlerinde
namaz kılmak mekruhtur. Çünkü buralar şeytanların sığınağıdır. Şayet zimmet
ehli bizim ibadethanelerine girmemizi istemiyorlarsa zaten oraya girmemiz haram
olur.
E. DEVELERİN AĞILI
Develerin ağılında,
buralar temiz bile olsa namaz kılmak mekruhtur.
Metinde geçen
"atan" kelimesi aslında develer su içerken bir bölük su içtiğinde
diğerlerinin de suyu içmesi için içenlerin çöktürüldüğü yerdir. Bütün develer
su içtikten sonra buradan mer'aya götürülür.
[*] - Nebi {s.a.v.}
şöyle buyurmuştur: Koyun ağılında namaz kılın ancak develerin ağılında namaz
kılmayın. Çünkü develer şeytanlardan yaratı/mış/ardır. (İbn Mace, Mesacid
ve'l-cemaat, 769; İbn Hibban, salat, 2314. İbn Hibban bu hadisin sahih olduğunu
söylemiştir. )
Ayrıca develer insanın
huşuunu engelleyecek şekilde kaçan hayvanlar olduğu için bu yasaklanmıştır.
Rafii "develerin
ağılında namaz kılmak" ile "koyun ağılında namaz kılmak"
arasında şu farkın olduğunu söylemiştir: Develerin her an kaçabileceği endişesi
kişinin namazını huşCı ile kılmasına engelolur, koyunlar ise böyle değildir.
Bu mekruhluk yalnızca
develerin ağılı ile sınırlı olmayıp; develerin sığındığı, uyuduğu, çöktüğü
hatta bulundukları tüm mekanlar için geçerlidir.
Rafii şöyle demiştir:
Develerin su içtikten sonra bekledikleri ağıllarda namaz kılmak, onların
sığınaklarında namaz kılmaktan daha şiddetli mekruhtur; çünkü develerin hem
suya gidiş hem gelişte kalabalık olması sebebiyle ilkinde kaçma ihtimali daha
güçlüdür.
Zerkeşi itiraza açık
görse bile İbnü'l-Münzir ve diğer alimlerin dediği gibi sığırlar bu konuda
koyunlar ile aynı hükme tabidir.
Bilindiği üzere
hayvanların bulunduğu yerde şayet bir necaset varsa, necasetle araya bir engel
koymadan orada kılınan namaz sahih olmaz. Araya [seccade vb.] bir engel koyarak
namaz kılmak ise mekruh olmakla birlikte sahihtir. Ancak koyunların bulunduğu
yerlerde mekruhluk necaset ile aynı hizada bulunmaktan kaynaklanırken,
develerin bulunduğu yerde ise mekruhluğun sebebi yukarıda belirttiğimiz
durumdur.
F. MEZARLIK
İçinde bulunan ölü cesetleri
ve kemikleri dışarı çıkarılmamış temiz mezarlıkta namaz kılmak mekruhtur.
[*] - Çünkü Nebi
(s.a.v.) şu yedi yerde namaz kılmayı yasaklamıştır: Çöplükte, hayvan kesilen
yerde, mezarlıkta, yalartasında, hamamda, deve ağılında ve Kdbe'nin çatısında. (Tirmizi,
Ebvabü's-salat, 346. Bu hadisi Tirmizi rivayet etmiş ve "senedi güçlü
değildir" demiştir. )
Ayrıca bu mezarlığın
altı [ölülerden meydana gelen] irin vb. şeyler sebebiyle necistir.
Kabe'nin çatısında namaz
kılmanın mekruh görülme sebebi bu hareketin Kabe'nin saygınlığını
zedelemesidir.
İçi dışarı çıkarılmış
mezarlıklarda namaz kılmak ise arada bir engel yoksa sahih olmaz, engel varsa
[sahih olsa bile] mekruh olur.
İbnü's-Sübkı et-Tevşfh
adlı eserde peygamberlerin kabirlerini bu hükümden istisna ederek şöyle
demiştir: Bir yerde yalnızca bir peygamber veya birkaç peygamberin mezarı varsa
orada namaz kılmak mekruh olmaz. Çünkü Allah yerin onların bedenlerini yemesini
[bedenlerinin toprak olmasını] haram kılmıştır. Onlar kabirlerinde diridir,
namaz kılmaktadır.
Son dönemdeki alimlerden
birinin dediğine göre [buna kıyasla] savaşta şehit düşen kimselerin
mezarlarının da böyle olması gerekir; çünkü onlar da diridir.
Zerkeşi,
İbnü's-Subki'nin görüşüne şu şekilde itiraz etmiştir: Peygamberlerin
kabirlerinde namaz kılmak, buraları mescit edinmeye yol açar. Oysa
peygamberlerin mescitlerini kabir edinmenin yasak olduğu rivayetlerde yer
almaktadır. Kötülüğe giden yolu tıkamak, dinde yapılması istenilen bir şeydir.
Nevevi el-Mecmu'da şöyle
demiştir: Şeytanların sığınağı olan; meyhane, [insanlardan zorla] vergi
toplanan yerler vb. gibi fahiş kötülüklerin işlendiği yerlerde namaz kılmak
mekruhtur. Yine diğer vadilerde değil yalnızca Nebi (s.a.v.)'in uyuduğu
vadilerde uyumak da mekruhtur.
Rafii, İmam Cüveyni ve
Gazali'ye uyarak vadi ortalarında namaz kılmanın mutlak olarak mekruh olduğunu
belirtmiştir. Bu görüşte olanlara göre bunun gerekçesi "insanın huşuuna
engelolacak derecede sel tehlikesinin söz konusu olması"dır.
Kabre dönerek namaz
kılmak mekruhtur.
[*] - Nebi (s.a.v.)
şöyle buyurmuştur: Kabirlerin üzerinde oturmayın ve onlara dönerek namaz
kılmayın. (Müslim, Cenaiz, 2247)
Et-Tahkik'te
belirtildiğine göre "Nebi {sallalIahu aleyhi ve sellem)'in kabrine dönerek
namaz kılmak haramdır". Diğer peygamberlerin kabirleri de buna kıyas
edilir (Kıyas)
Not:
Şia hariç bütün
Müslümanlar yün üzerinde ve yü nden elbise içinde namaz kılmanın caiz olduğu
konusunda icma etmişlerdir. (İcma, 2)
Bunda namaz kılmayı
yalnızca İmam Malik mekruh görmüştür. Bu mekruhluk tenzihıdir. Şia ise "bu
caiz değildir; çünkü bu, yerden çıkan bir bitki değildir" demiştir.
Mescitlere İlişkin
Hükümler
1. Mescidi necis
kılmaları ihtimalleri yüksekse temyiz çağına ulaşmamış çocukların, delilerin,
hayvanların, hayızlı vb. durumda olan kadınların, sarhoşun mescide girmesine
izin vermek haramdır. Şayet bunlar mescidi necis kılmıyorlarsa girmelerine izin
vermek mekruh olur. Bu konu ileride şahitlikler konusunda gelecektir.
2. Bir müslümanın izni
olmadan bir kafirin mescide girmesi haramdır.
Cüveyni izin verecek
kimsenin mükellef olması gerektiğini bildirmiştir.
Maverdi'nin ve diğer
bazı alimlerin belirttiklerine göre "Nebi (s.a.v.) döneminde kafirlerin
mescide girmemeleri şart koşulmamıştır."
Kafirin mescide
girmesine izin verilirse yahut da hakim, hüküm vermek üzere mescitte oturur ve
kafirin bir davası söz konusu olursa mescide girmesi -cünüp bile olsa- caiz
olur. Çünkü o bunun haramlığına inanmamaktadır.
Müslüman olması ümidiyle
Kur'an, fıkıh, hadis dinlemek için kafirin mescide girmesine izin vermek
müstehaptır. Ancak yemek, uyumak vb. fiiller için girmesine izin vermek
müstehap değildir, hatta bunun için izin vermemek müstehaptır. Zahir olan görüş
budur. Dahası Zerkeşi bunun haram olması gerektiğini söylemiştir.
Burada bahis konusu olan
"Mescid-i Haram dışındaki mescitler"dir. Çünkü kafirlerin Mekke'nin
harem bölgesine girip giremeyecekleri konusunda bazı ayrıntılı hükümler söz
konusu olup bu konu cizye bahsinde ele alınacaktır.
3. Mescidin nakışlarla
süslenmesi ve balkon yapılması mekruhtur. Hatta bu işlem mescidin imarı için
vakfedilen bir vakfın gelirinden yapılıyorsa haram olur.
4. Soğan, sarımsak gibi
kötü ko ku su bulunan bir şey yiyen kimsenin, bir zorunluluk olmadıkça mescide
girmesi mekruhtur.
5. Mescitte çukur kazmak
ve ağaç dikmek mekruhtur, hatta bundan dolayı bir zarar meydana geliyorsa haram
olur.
6. Mescitte bir şey imal
etmek [bu çok fiili gerektiriyorsa] mekruhtur. Bu, mescidin küçük düşürülmesine
yol açmıyorsa ve kişi burayı kendi işi için bir atölye gibi kullanmıyorsa
caizdir. Şayet böyle yapıyorsa haram olur. Bunu İbn Abdüsselam
fetvalarında
zikretmiştir.
7. Mescidi ve içindeki
eşyaları koruma amaçlı olarak namaz . vakti dışında mescitlerin kapatılmasında
bir sakınca yoktur.
EI-Mecmu'da
belirtildiğine göre bu "mescidin'hafife alınması ve eşyalarının
kaybolmasından korkulması durumunda ve açılmaya ihtiyaç bulunmaması
halinde" söz konusudur. Aksi takdirde mescidin kapatılmaması sünnettir.
Mescidde halkın içimine
sunulmuş bir su [sebil] varsa, mescidin kapatılması ve insanların suyu
içmelerini engellemek caiz değildir.
8. İnsanları rahatsız
etmiyorsa mescitte uyumak, abdest almak ve bir şey yemekte bir sakınca yoktur.
Beğavi "mescide
[abdest vb. bir işlemde] kullanılmış suyun damlatılması haramdır" demiş,
İbnü'l-Mukrı de itikaf konusunda bunu kabul etmiştir. Nevevi el-Mecmu'da bu
görüşü zayıf bularak şöyle demiştir: "Tercih edilen görüş, mescitte abdest
almak caiz olduğu gibi -ki abdest suyu kullanılmış sudur-, kullanılan suyun
[ma-i müsta'melin] damlatılması da caizdir." Itimad edilecek görüş budur.
Son dönem alimlerinden
kimileri ikisi arasında şöyle bir fark bulunduğunu ileri sürmüşlerdir:
"Kişi abdest almaya muhtaçtır, ama mescide kullanılmış su damlatmaya
muhtaç değildir. Ayrıca abdest alma halinde bir kirlenme söz konusu oluyorsa bu
dolayı i bir kirlenmedir, damlatma ise böyle değildir. Bir şey doğrudan
yapıldığında affedilmediği halde dolaylı olarak gerçekleştiğinde buna göz
yumulabilir.{Genel kural!"
9. Mescide tükürmek
haramdır. Bunu gidermek için kişinin tükürüğü gidermesi gerekir.
10. Mescidin duvarı da
mescit gibi saygınlığı hak etmektedir, ona tükürmek de haramdır. Mescidin hava boşluğu
böyle değildir. Buna göre kişi mescidin içinden dışarıya doğru sümkürse haram
olmaz.
11. Mescide sağ ayakla
girmek, sol ayakla çıkmak sünnettir.
12. Mescide girerken şu
duayı okumak sünnettir: Euzu billahi'l-azim ve bi vechihi'l-kerim ve sultanihi'l-kadim
mine'ş-şeytanirracim. Allahümme salli ve sellim ala Muhammedin ve ala ali
Muhammed. Allahümmeğfirli zünubi veftah li ebvabe rahmetik. Bismillah
13. Mescitten çıkarken
de bu duayı okur, ancak "ebvabe fadlik" ifadesini ekler.
Nevevi el-Mecmu'da şöyle
demiştir: Şayet bu dua kişiye çok gelirse Müslim'de yer alan şu dua ile
yetinir: Sizden biri mescide girmek istediğinde şöyle desin:
"Allahümmeftah Ii
ebvabe rahmetik".
Çıktığında da şöyle
desin: "Allahümme inni es'elüke min fadlik."
14. Meseltte kavga
etmek, sesi yükseltmek, kayıp ilanında bulunmak mekruhtur.
15. Mescitte dilenciye
bir şey vermekte bir sakınca yoktur.
16. Nebi {s.a.v.)'i veya
İslam'ı öven, içinde hikmet, güzel ahlak, zühd vb. gibi hususlar bulunan
şiirleri meseltte okumakta bir sakınca yoktur.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN